BANA YER VAR MI?

Hani akşam saatleri otobüs duraklarında görülen bir tablodur ya herkes yorgun argın işinden çıkmış ilk otobüse atlayıp evine dönmek ister. Hava soğuktur, üşümüşlerdir. O otobüs bir nebzede olsun sıcaktır ve en azından evine varana kadar ısınırsın. Açsındır, evinde belki bir tas çorbaya ihtiyacın vardır, bir battaniyeye...
İşte öyle durakta beklerken otobüs gelir ama aynı anda onlarca insan binmeye çalışır. Sen son hamlede binersin ama yarın dışarda kalır. Ta ezile  ezile içeri sıvışırsın ya da inmek zorunda kalırsın ve evine varman gecikir...
Aşk ta böyle birşey işte. İhtiyacın olan o çorba o battaniye o ısınma arzusu aşkın içindedir. Ama otobüs gelmeyebilir, geç gelebilir, binemeyebilirsin ya da senden önce hamle yapanlar yüzünden sen ezile ezile bi hal olursun...
Halbuki insan kendini bulduğu bir aşkta bu kadar zorlanmamalı. Etrafında itip kakmak zorunda kalacağı rakipleri olmamalı. Tek başına hür iradesiyle birine aşık olunca insan kendini evinde gibi hisseder ya hani. O eve ulaşmak bu kadar zor olmamalı...
Çünkü o vakit orda bi yeri olmadığını düşünür. Herkes aynı eve varmaya çalıştıkça sen küsersin kendine, neyim eksik diye...
Orada bana yer var mı diye sorgularken  kendini bambaşka biri zannedersin. Eksik, yarım, beceriksiz ya da çirkin ya da sıradan... 
O yeri zorla tek başına açamazsın... 

Yorumlar

Popüler Yayınlar